Not known Factual Statements About sohbet
Not known Factual Statements About sohbet
Blog Article
Genellikle şehirlerimizde zamana direnip günümüze ulaşabilen mimari eserler çoğunlukla kamusal yapılardır. ÇOkay az sivil mimari örnek günümüze kadar ulaşabilmiştir. Helloç yoktur demiyorum ama kamusal dediğim, cami, kilise, sinagog gibi ibadethane, saray, kışla, mescid, medrese, türbe, çeşme, okul, hastane dışında ev, köşk, konak diye adlandırdığımız en küçük birimler ne yazık ki çeşitli nedenlerle, daha ziyade de miras hukuğumuzun yanlışlığı ve rant ekonomisi nedeniyle yok olup gitmişlerdir.
En solda Kubbeli olan Nalıncı Baba Türbesi, arkada kırma çatılı büyük ve minareli olan Kapu Camiidir. 1910 yılında Nalıncı Baba Türbesi’nin önündeki beşik çatılı dört pencereli çıkmalı yapının yerine Yusuf Şar Konağı inşaa edilmiştir.
Gazete başladığı tarihten itibaren düzenli olarak haftada iki sayı olarak çıkartılmış, 5 Nisan 1921 tarihinden itibaren de haftanın her günü çıkan günlük bir gazete olmuştu. Günlük olarak çıkışının birinci yıldönümünde seven Nisan 1922 günü Garp Cephesi Komutanı İsmet Paşa (İnönü),
*buk’a: İslâm dünyasında türbe, zâviye ve özellikle eğitim yeri için kullanılan bir terimdir.
probably sensitive or inappropriate illustrations These examples may perhaps contain colloquial words dependant on your search. Internet sitenizde bir üye sohbet
ilanları gazetelerde yer almıştı. Hüsnü Kazım Ersoy’un katılmış olduğu kurs bu nitelikte bir kurs olmalıdır.
Nizamiye Medresesi’nin yıkılmasının ardından 1916-eighteen yılları arasında Yusuf Şar Konağının karşı köşesine Kazanlı Medresesi ile Muammer Bey sokağı arasına, Batı-Doğu doğrultusunda uzunlamasına, bir bodrum üzerine two katlı olarak inşaa edilen kagir yapı Maarif Evleri advertisementıyla anılacaktı. Alâeddin Tepesine yakın olan köşesi, ikinci katındaki konsol olarak dışarı çıkan yuvarlak kulesi ve kulesinin üzerini örten, kurşun soğan kubbesi ile hemen farkediliyordu. İlk yıllarda Alâeddin Tepesi yönündeki bağımsız girişi daha sonraları iptal edilmiş, kapı yeri duvar örülerek kapatılmış ve bu bölüm bir süre sonra Muallimler Birliği’ne ev sahipliği yapmıştı.
Gördüğümüzde biliriz filanca şehirdedir ya da memlekettedir O. Kızkulesini, Galata kulesini, camilerin oluşturduğu o muhteşem silüeti görürürüz ve biliriz orası İstanbul’dur, Türkiye’dir. Öyledir, bazı binalar o şehirlere, memleketlere mal olur, sembolleşir; Eiffel’i görürüz biliriz Paris’tir, Fransa’dır, kırmızı iki katlı otobüsü, Big Ben’i görürüz de biliriz İngiltere’yi Londra’da olduğunu, Hürriyet Heykeli Ny’tur Amerika’dır, Piramitler Mısır’dır, Kahire’yi hatırlatır.
arapça kitabe yer alır. bir zamanlar renkleri ve süslemesi ile eşsiz olan sandukasından günümüze pek birşey kalmamıştır. Türbenin dört yüzünde küçük havalandırma ve ışıklık pencereleri vardır. Türbenin Ziyaeddin Karaarslan’a ait olduğu sanılmaktadır.
Çeşitli okullarda çalışan Hüsnü Kazım Ersoy, 1953 yılında Uşak’ta yeni açılan Hasan Hilmi İlkokuluna Başöğretmen (müdür) olarak atanmış, 1970 yılında vefat edene kadar da o okulda görevine devam etmişti. forty two yıl, 3 ay, 19 gün süren eğitimcilik hayatı dışında fotoğrafçılığı ile de tanınan Hüsnü Kazım Ersoy’un öğrencisi Haldun Temel Ersan’ın lütfedip bu yazı için benimle paylaştığı bu fotoğraflar, başöğretmenin 1928 yılında 3 ay süre ile Konya Muallim Mektebi’nde katıldığı bir eğitim kursu sırasında kendi çektiği ya da edindiği fotoğraflardandır.
“ Necati'nin, hiçbir kirli benek taşımayan varlığını, birazdan toprağa vereceğiz. Onun hâtıraları artık mefkûreci, milliyetçi, cumhuriyetçilerin hafızasında kutsî duygularla yaşayacaktır. İnsanlara manevî ve mefkûrevî varlık dışındaki şeylerin boşluğunu hatırlatan bu muazzam anda, geleceğe dair düşündüklerimizi bir daha söylemeyi hayat vazifemize sadâkat, mefkure arkadaşımıza hürmet sayarım.
Milletimizin aşmaya mecbur olduğu merhaleler büyüktür. Aşılması zaruri olan bu merhaleler herhalde aşılacak ve en nurlu hedeflere varılacaktır; onun için birbirimize vereceğimiz işaret şudur:
1953 yılında Belediye, bir dönem Konya Belediye Başkanlığı da yapmış olan Konya’lı eğitimci, yazar, gazeteci ve siyasetçi Mehmet Muhlis Koner (1886-1957), asıl advertisementı Mustafa İzzet Baki olan edebiyat tarihçisi ve çevirmen Abdülbaki Gölpınarlı’nın (1900-1982) da dahil olduğu bir komisyon kurulmuş ve “Marac’el Bahreyn”in yerini belirlemek advertisementına bir anıt hazırlanmasına çalışmışlardı. Komisyon bir kitabe hazırlarken Konya’da Atatürk Anıtı kaidesi dahil bir çok eseri bulunan Mimar Muzaffer Bey’in oğlu Yüksek Mimar Ali Mukadder Çizer de bir proje hazırlamıştı. Ancak hazırlanıp, o dönemin Belediye Başkanı Mehmet Rüştü Özal’a verilen dosya rafa kalkmış, proje ödenek yokluğu nedeniyle gerçekleşememişti. Abdülbaki Gölpınarlı’nın eski türkçe harfler ile hazırladığı kitabenin metni şöyleydi;
Yusuf Şar, yıllar boyunca kazandığı büyük paralar ile Konya’da birçAlright bina yaptırmış ve mülk edinmişti. Cumhuriyet’in ilk yıllarında İstanbul’a yerleşen Yusuf Şar, Konya’daki mülklerinin read more takibi ve idaresi için bir Süryaniyi vekilharç tayin etmişti.
Report this page